03.04.2013 Tarihli Basın Toplantısı
Ben, 21 Ocak 2011 tarihinde iktidar partisinin ülkeyi kötü yönetmesi karşısında açık ve net tavrımı ortaya koydum. Şimdi ise çizgimde hiçbir kırılma olmadan MHP içinde iktidar mücadelesi veriyorum. Ölümünün 16. Yıldönümünde Rahmet ve Minnetle andığımız Başbuğ Türkeş’in koyduğu prensipler bizim için baş tacıdır.
Dönem, uzun bir geçmişe sahip olan ülkücü camianın birlik, bütünlük, sevgi ve kardeşlik duygularını pekiştirme dönemidir. Entrikalara prim verme dönemi değildir. Bizim asıl görevimiz, insanlarımızı sevgi bazında birleştirmektir. Ayrıştırmaya giden her düşünce ve hareketin önünde durabilmek yiğit ülkücülerden beklenen bir davranıştır. Ben de aynı çizgide sebatla duruyor ve mücadele ediyorum.
MHP Milletvekili olarak seçim bölgem Antalya’ya gelen Sayın Genel Başkanın programına MHP Genel Merkezinden gönderilen resmi davete icabet edince olanlara bakınız:
31 Mart 2013 tarihinde Antalya Serik’te Ülkü Ocakları temsilcisi bazı kişiler beni protokole ayrılmış olan yerde taciz ediyor. MHP Serik Belediye Başkanı Sayın Mehmet Habalı, ismini vermekten hicap duyduğum 21. Dönem MHP Milletvekili bir hanımefendinin yanında benim de işitebileceğim bir şekilde şahsıma küfür ediyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Genel Başkanın Özel Kalem Müdürü Sayın Murat ÇELİKER’in öncülüğünde bana karşı hem de elinde demir çubuklar olan kişilerle birlikte linç girişiminde bulunuluyor.
Beni koruma altına alarak görevini yapan güvenlik güçlerimize de saldırı yapılıyor. Bütün bu olayların ardından 1,5 dakika sonra Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli olay yerine intikal ediyor. Oradaki dağınıklığı ve olan olayların etkilerini görüyor ve yine suskunluğuna devam ediyor (Kamera görüntüleri).
Şu ana kadar, MHP Genel Merkez yöneticilerinden hiçbir tepki gelmediği gibi linç girişimine karşı geçmiş olsun temennisinde bile bulunulmadı, özür de dilenmedi. Bu davranışlar hayra alamet değildir. Nereden gelirse gelsin şiddete prim verilemez, “Oh olsun” denilemez.
Ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği böyle bir zaman diliminde iç çekişmeler, entrikalar ve birilerini saf dışına itme gayretlerine son verilmelidir. MHP, bir kişinin veya küçük bir grubun partisi değildir. MHP, Milletin yarım asırlık birikiminin ve umutlarının partisidir. Biz de buna uygun olarak mücadelemize devam ediyoruz.
Böyle bir olay ilk defa da olmuyor. 2 Eylül 2012 tarihinde kendi seçim bölgem olan Elmalı’da Sayın Bahçeli’nin gözleri önünde protokole girmem saldırıda bulunularak engellenmek istendi. Yine de Sayın Genel Başkandan hiçbir yorum ve tepki gelmedi. Ben ise her zaman olduğu gibi sabır ve sükûnet içerisinde yapıcı yaklaşımımı sürdürüyorum.
Şimdi soruyorum: Bu kin ve öfke nedir?
Bu olay basit bir şekilde geçiştirilemez ve suskunluğa verilerek kapatılamaz. Milletin temsilcisine şiddet uygulamaya öncülük edenlere prim verilemeyeceğini en iyi anlaması gereken de yine Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli’dir.
En son Serik’te yaşanan saldırıda gözü dönmüşlük açık ve nettir.
Bakın arkadaşlar, şu ana kadar yapılanlar ve sonuçları:
1) Ben bu partinin iktidarı için yollara düşünce“ İçimizdeki siyasi mayındır. Pimini çekip patlatalım” diyen Sayın Genel Başkan’a karşı iyi niyetimizi koruduk fakat iki defa kendi seçim bölgemde şiddete maruz bırakıldım. Son gelişmeler karşısında Sayın Genel Başkanın şahsımı öldürmeye azmettirme anlayışından vazgeçmediğini görüyorum. Bu vahim durum bir an önce düzeltilmelidir. Kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama şarttır. Aksi takdirde, şahsıma yönelik hayati tehlike karşısında gerekli tedbirleri almak üzere yetkililerin re’sen harekete geçmesi gerekmektedir.
2) Haksız ithamlara maruz bırakıldım. Hukuk bu yanlışı düzeltti.
3) Kamuoyunda saygınlığımı yıpratacak eylem ve söylemler partimiz içindeki sevgi bağlarına zarar vermektedir. Bu davranışlar derhal düzeltilmelidir. Kendi seçildiğim bölgemde ihanet planlarını yapanlar engellenmelidir. Bir milletvekili ile halkı arasına set koymak demokrasilerde siyasi partilerin öncelikle engellemesi gereken bir husustur.
Bütün bu gelişmelere karşı bizim verdiğimiz mücadelede iktidara yakışır bir parti olma arayışı vardır. Biz, kız kardeşlerimize bacım diyerek büyüdük ve mücadele ettik. Hanım bir milletvekilinin önünde küfür eden bir anlayış bizim kültürümüze yabancı kalmaya devam edecektir.
Kimse bizden zulüm ve haksızlıklar karşısında susmamızı bekleyemez. Haysiyetli bir iktidar mücadelesine odaklanmış olan dik duruşumuz aynı şekilde devam edecektir. Biz her zaman üzerimize düşeni yaparız. Bizim felsefemizde:
Kin yok sevgi var, kardeşlik var, saygı var.
Aynı şekilde şiddete ve hoşgörüsüzlüğe karşı dik duruş ve mücadele var.
Saygılarımla kamuoyuna duyurulur.