İRBEÇ, 20 Mart 2011 tarihinde Antalya Kepez' de Mahalle Muhtarları ve vatandaşlarla buluştu
Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Ziya İRBEÇ, 20 Mart 2011 Pazar günü Antalya Kepez' de Mahalle Muhtarları ve vatandaşlarla buluştu.
Milliyetçi Hareket Partisi Kepez İlçe Başkanı Süleyman Kılınç, Kepez Belediye Meclis Üyesi Yavuz KARACAN, Kepez Santral Mahalle Muhtarı Bahri Çetin, Yavuz Selim Mahallesi Muhtarı Yunus ŞAHİN Kepez Mahalle Muhtarı Yusuf KÜÇÜKKAYA’ nın aralarında bulunduğu çok sayıda muhtar ve mahalle sakini ile bir araya gelen Antalya MHP milletvekili Prof. Dr. Yusuf Ziya İRBEÇ, Kepez bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın çözüm bekleyen başta tapularıyla ilgili konular olmak üzere hepsini yakından takip ettiklerini belirterek, Kepez Santral Mahalleleri sakinlerinin problemlerinin çözümü için ellerinden gelen her türlü gayreti sarf edeceklerini söyledi. Toplantıda söz alan MHP Kepez ilçe Başkanı Süleyman KILINÇ, tapu işlemleri ile ilgili Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kepez Santral Mahallelerine yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Milliyetçi Hareket Partisi Aday adaylarından Fevzi YARBAŞ ise, hukukçu kimliği ile, tapu işlemlerinin hukuki boyutları üzerinde durarak, vatandaşlarımızın mağduriyetini giderecek hukuki yöntemleri anlattı ve vatandaşlarımızı aydınlattı.
“Milletimizin içinde bulunduğu zorlukların aşılabilmesi, insanlarımızın huzur ve refahının kardeşlik duyguları içinde sağlanabilmesi ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün örselenmeden daha da sağlamlaştırılması ve Türkiye’nin bölgede sözü dinlenen ve barış için etkin çalışmalar yapan bir ülke olabilmesi için; Milliyetçi Hareket Partisi’nin yetişmiş kadroları iktidara taliptir. Ekonominin zayıf noktalarını tamir etmenin zamanı gelmiştir. 2002 yılında protesto edilen senet sayısı 500 binin altında iken, bu sayı 2009 yılında 1 milyon 600 bine kadar ulaşmıştır. Karşılıksız çeklerde de durum farklı olmamıştır. 2002 yılında 748 bin olan bu sayı, 2009 yılında 1 milyon 900 bini aşmıştır. 2010 ve 2011 yılında alınan tedbirler, bile, durumu 2002 seviyesine getirmeye yetmemiştir. Bankalara borçlu olan ve ödeme güçlüğü çeken insanlarımızın sayısı ise, tedirgin edici düzeylere ulaşmıştır. 2002-2011 döneminde 43.5 milyar dolar özelleştirme yapılmasına karşılık, yüksek seyreden cari işlemler açığı sebebiyle yurt dışından alınan borç miktarı 300 milyar dolara yaklaşmıştır. 2002 yılında Türkiye’nin dış borçları, 130.1 milyar dolar iken, bu rakam 2011 yılı itibarıyla 280 milyar doların üzerindedir. 2002 yılında 91.7 milyar dolar olan iç borçlar da 230 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Bütün bu borçlanmalar ve vergilerden elde edilen gelirler karşısında, maliyeti alınan borçlar ve yapılan harcamalara göre çok sınırlı olan çift yolların yapılmış olmasını bir lütuf gibi sunmak iktidara yakışmamaktadır. İktidarın görevi, kamu paralarını en iyi şekilde yatırıma dönüştürmek ve halkın refah seviyesini yükseltmektir. İnsanlar bu iktidara bunun için oy vermişlerdir. Fakat iktidar vergi gelirlerini ve alınan borçları istenen etkinlikte kullanamamıştır. Yandaş edinme ve yandaşlara iş yaptırma anlayışı geçtiğimiz 8 senede belirgin bir şekilde artmıştır. ” diye konuşmasına devam eden Prof. İRBEÇ, şu tespitlerde bulundu:
“Ortadoğu ve yakın çevremizde cereyan eden olayların, masum insanların hayatlarını kaybetmesi gibi istenmeyen sonuçlara da yol açtığını hep birlikte görüyoruz. Demokrasi mücadelesi verirken, ülke içinde oluşan kardeşlik ve millet şuurunun ikinci plana itilmesi, birlik ve bütünlüğe zarar vermektedir. Tunus, Mısır ve Libya örnekleri önümüzdedir. Yine birlik, bütünlük ve kardeşlik duyguları yerine iktidar ve çıkar mücadelesinin ön plana çıktığı yerlerde demokrasi mücadelesi, istenmeyen ve beklenmeyen sonuçları beraberinde getirebilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi, 12 Haziran 2011 seçimlerinin milletimizin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunun bilincindedir. Burada önemli olan, milletimizin kardeşlik, birlik ve bütünlük içinde daha da kuvvetlenerek yaşaması ve bölgede huzur ve barışın teminatı olmasıdır. Doğru adımların zamanında atılabilmesi ve örselenen bin yıllık kardeşliğimizin yeniden tamir edilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi iktidarına ihtiyaç vardır. Her geçen gün, teröre karşı dik duruşun ve terörle amansız mücadele ilkesini benimsemiş demokrasi mücadelesinin ne kadar gerekli olduğu daha da açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Kuvvetli bir kardeşlik şuuru içinde bulunan Türk milletini alt kimliklere bölerek, demokratikleşme adı altında birlik ve bütünlüğümüzün sağlanması mümkün değildir. Demokrasi herkese lazımdır. Gruplar için hak ve özgürlükler değil, herkes için hak ve özgürlükler mücadelesi verilmelidir. Günümüz ayrımcılık günü değil, kardeşlik, birlik ve bütünlük günüdür. İşte bu sebeplerden dolayı, yapılan tahribatların tamir edilebilmesi amacıyla , AKP’nin iktidardan demokratik yollarla uzaklaştırılmasının ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidara gelmesinin gerekliliğine inanıyor ve milletimiz için 12 Haziran 2011 seçimlerinin bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.”