Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Ziya İRBEÇ, İstanbul’da 14-15 Mart 2011 tarihlerinde yapılan ve birçok ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı veya temsil edildiği Değişim Liderleri Zirvesi’ne katıldı.

Türkiye’nin Yeni Rolü ve Bölgesindeki Etkileri, Modern Çağda Liderlik Neden Uluslararası Olmak Zorunda, Yeni Bir Bakış ile Kalkınma, Ortadoğu Barışı-Ortadoğu’da Tarihsel Değişim, İstanbul’un Finans Merkezi Potansiyeli, Küresel Ekonominin Geleceği, Farklı İnançlar-Ortak Değerler, Geçmişten Geleceğe Balkanlar ve Türkiye, 21. Yüzyılda Çevre Ekonomisi Stratejileri ile Küresel Değişimler ve Yeni Dengeler gibi konuların ele alındığı zirve’de küreselleşmenin ekonomik ve siyasi etkileri üzerinde değişik görüş ve düşünceler ortaya konuldu.

Zirve sonrası bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Yusuf Ziya İRBEÇ, şunları söyledi:

    - Küresel ekonominin önümüzdeki dönemde üzerinde duracağı en önemli konular arasında şeffaflık, yeni bir kaldıraç sisteminin oluşturulması, likiditeye yönelik tedbirlerin alınması ve sosyal politikalara daha fazla ağırlık verilmesi olacaktır. İşsizliğe yönelik çözümler ağırlık kazanacaktır. Bu çerçevede esnek çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi ve eğitim sisteminin ömür boyu öğrenme odaklı hale gelmesi gibi konuları önümüzdeki dönemde daha fazla tartışıyor olacağız.

   - Hızlı büyüyen ekonomilerde dikkat çeken hususlardan en önemlisi, milli gelire oranla yapılan tasarrufun diğerlerine göre daha yüksek olmasıdır. En hızlı büyüyen ülkelerin Doğu Asya’da olması olgusu, bu ülkelerdeki tasarrufun milli gelire oranının %35’ler seviyesinde bulunması ile ilişkilidir. Burada, kendi ulusal sermayesine dayalı büyüme modeli ön plana çıkmaktadır. Buna karşılık, Latin Amerika ülkeleri ve Türkiye gibi ülkeler; ekonomik büyümeyi büyük ölçüde dış sermayenin yardımıyla yapıyor. Bu ise, beraberinde Türkiye’de olduğu gibi yüksek düzeyde cari açık problemini ortaya çıkarmaktadır. Türkiye’de 50 milyar dolar seviyesinde bulunan bir cari açık, ekonomideki kırılganlık riskini büyütmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin tasarruf oranı milli gelire göre %15-%20 arasında dolaştığı için, ekonomimizin dış şoklara karşı dayanıklılığı azalmaktadır. Bu bakımdan, Türkiye’nin cari açığını azaltılması yönünde acil tedbirlere ihtiyaç vardır. Ortadoğu’daki gelişmelerin petrol fiyatlarını olumsuz etkilemesi ve enerji ithalatımızın daha yüksek maliyetlere ulaşma riski sebebiyle, Türkiye’nin cari açığını %6’lardan %3-4’ler seviyesine çekmek için acil ekonomik tedbirlere ihtiyaç vardır. Ekonomiler genelde cari açık %4’lerden %7’lere çıktığı zaman kırılgan olmaktadır. Şu anda, Türkiye’nin cari açığı kırılganlığın yaşanabileceği noktalardadır. Bu konu, özel dikkat gerektirmektedir.

   - Türkiye’ye çok yakın bölgelerde yaşanan iç karışıklıklardan ders alarak, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne zarar verebilecek politik davranış ve söylemlerden uzak durmak gerekmektedir. Bölgede istikrara ve barışa katkı sağlamanın yolu, kendi içimizdeki birlik, bütünlük duygularının pekişmesi ve kırılgan olmayan bir ekonomik yapıdan geçmektedir.