Burhan TANERİ-17.02.2011(YENİ ALANYA)
İrbeç AKP’den neden istifa etti?
Yusuf Ziya İrbeç, 2007 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine AKP’den Antalya Milletvekili Adayı oldu ve kazandı. İrbeç, geçtiğimiz ay TBMM’de düzenlediği basın toplantısında partisinden istifa ettiğini belirterek, "Açılım politikalarının milletimizin yüreğinde Habur ve benzerleri ile açtığı yara malumdur. Seçim sonrası yapılacak Anayasal değişikliklerle milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün bozularak bu yaranın daha da derinleşeceği endişesini taşımaktayım" dedi.
AKP’DE 70 MİLLETVEKİLİ RAHATSIZ
AKP’nin ‘Kürt açılımı’ projesinden rahatsızlığını dile getirerek istifa eden İrbeç, aynı rahatsızlığı taşıyan 70’e yakın milletvekili olduğunu öne sürdü. İrbeç, Kürt açılımının ülkeye ayrıştırma getireceği konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ı uyardığını ancak sonuç alamadığını söyledi.
“TÜRKLÜK MARKADIR”
Geçen yıl şubat ayında AKP Grup toplantısının basına kapalı kısmında söz aldığını söyleyen İrbeç, “20’nin üzerinde milletvekili söz aldı. Ben ağır eleştiriler yaptım. ‘Antalya’da Türk veya Kürt olduğu sorulmaksızın ihaleye eşit girme imkanı sağlanıyor. Ama aynısı Diyarbakır’da yapılmıyor’ dedim. ‘Türklük bir markadır ve biz bu markayı örselemeyelim’ dedim. Başbakan o oturumdaki bütün diğer eleştirilere cevap verdi ama ben yanıt alamadım” dedi.
YUSUF ZİYA İRBEÇ KİMDİR?
Tekirdağ İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimini Viyana İktisat Üniversitesi’nde devam ettirdi. Mastır ve doktorasını aynı üniversitede, Sosyal İlimler alanında “mükemmel derece” ile tamamladı. Viyana Diplomat Akademisi’nde, Dış Politika ve Uluslararası Ekonomik-Mali ilişkiler üzerine ihtisas eğitimi aldıktan sonra Bilkent Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent olarak başladı. Akademik görevleri arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Dekan Yardımcılığı, Çankaya Üniversitesi’nde Bölüm Başkanlığı, Beykent Üniversitesi’nde Rektör Yardımcılığı ve Rektörlük. Balıkesir Üniversitesi öğretim üyeliği ve Uluslararası Balkan Üniversitesi Kurucu Rektörlüğü bulunuyor. Üniversite dışında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Resmi Arabuluculuk Görevi, Çalışma Bakanlığı, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayici ve İşadamları Derneği, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Mağrip Ülkeleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlık Danışmanlığı yaptı. Ankara Polis Akademisi’nde Öğretim Üyeliği görevinde bulundu. İrbeç, 6 dili anadil seviyesinde konuşabiliyor.
İSTİFASI “SİYASİ MENFAAT” İÇERMİYOR
Çok sayıda kitabı da bulunan İrbeç, Milliyetçi-Muhafazakar kimliği ile tanınıyor. Yukarıdaki özgeçmişi ve milliyetçi bir görüşten gelmesi nedeniyle İrbeç’in AKP’den istifa nedeni bana göre “Şahsi siyasi menfaat” içeren bir konu asla değil. Olamaz da… Asıl neden, Başbakan’ın izlediği politikalardır. Bu teşhisimin delilleri, İrbeç’in istifası sonrasında yaptığı açıklamaların içinde görülebilir. İrbeç’in bu açıklamalarını kısaca özetliyorum:
“BAŞBAKAN ÜLKEYİ BÖLÜYOR”
- Tarihin birleştirdiklerini ayrıştırmak kardeşliğe değil bölücülüğe hizmet eder. Buna dinimiz de, tarih görüşümüz de müsaade etmez. Başbakan birleştirmek yerine ülkeyi bölüyor. Olmayan bir sorunu tartıştırarak ‘ötekileştirme’ alışkanlığı aşılıyor. Milliyetçilere yönelik sözleri yaptığı işle örtüşmüyor.
- Devlet adamının görevi bölücülük değil birleştirici politika izlemektir. Hiçbir devlet adamı bu kadar ayrıştırıcı bir söylem benimsememişti. Atatürk’ün İstiklal Marşımızı hangi gruptan biri yazar diye bir beklentisi olmuş mu? Ve “Ne Mutlu Türk olana” değil, sosyolojik bir olgu olan Türk kimliğini öne çıkararak “Ne Mutlu Türk’üm diyene” demişiz. Bu tabirlerin sulandırılması, saptırmadır.
“BAŞBAKAN ‘TÜRKÜM’ DEMİYOR”
- İzlenen politikalarla milletimiz sosyolojik, psikolojik ve coğrafi yönden bölünüyor. Başbakan Türklüğü sürekli alt kimlik haline getirmeye çalışıyor ve ‘Türküm’ demiyor.
- İrbeç, “MHP’yi azaltmak maksadıyla milliyetçi camiadan olan insanlara yakınlaşma sinyali verdi” dediği Erdoğan’ın 4 Ocak 2011 tarihli grup toplantısındaki “Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Roman’ıyla, aklınıza ne gelirse hepsiyle bunlar birer alt kimliktir” sözünü söyleyen Başbakan’a tepki gösteriyor. İrbeç, “Milliyetçilere yönelik sözleri yaptığı işle örtüşmüyor. ‘Ben oy almak için milliyetçileri bu partiye toplamak istiyorum’ diyor ama görüldüğü gibi esas niyetini de gizleyemiyor. Habur’da açılan yara seçimden sonra daha da derinleşecek. Başbakan konuşmaları ile toplumu ayrıştırıyor” diyor.
“MOZAİK ÇOK HIZLI PARÇALANABİLİR”
- Başbakan gruplara yönelik açılım yapmak gibi çok yanlış bir uygulamayı başlattı. Aşure çok tanınmış bir Türk uygulamasıdır. Bir olmazsa olmazı vardır aşurenin, tatlı olmak zorundadır. O tatlılığı biz niye bozalım şimdi? Olur bir şey değil. Zaman zaman “Türkiye bir mozaiktir” deniyor. Mozaik çok hızlı parçalanabilir. Aslında Türkiye’yi granit haline getirmek gerekiyor...
- Ötekileştirme yokken, bu tür söylemle karşı karşıya kalıyoruz. Bazı kentlerin tarihi geçmişini bir çırpıda unutup ‘etnik siyaset yapılıyor’ diyemeyiz. Ama bu deniyor. Mesela Diyarbakır Türk devletlerine başkentlik yapmış bir şehirdir. Tarihteki kazanımlardan bahsediliyorsa o zaman Diyarbakır’ın adının Kürtçeleştirilmesi değil, yapısının tarihine uygun şekilde ele alınması gerekir. Bunları görmezden gelmenin ne anlamı, ne faydası var?
MİLLİYETÇİLİĞİ İLE MİLLİ ÇİZGİSİ
Yusuf Ziya İrbeç’in açıklamalarından, Başbakan Erdoğan’ın milliyetçiliği ile sahiplenme gayreti içine girdiği milli çizginin birbirini tutmadığı anlaşılıyor. İrbeç “Tüm uyarılarımıza rağmen geri adım attığını görmedik” diyor. Prof. Dr. İrbeç, ilkeleri doğrultusundaki istifasıyla, esasında gelinen uçurumun kenarında milletimizi uyarmıştır. AKP’nin Türkiye’yi hızla bölünmeye götürdüğünü, bir de AKP’li eski milletvekili, eski rektör, profesör ve yeni MHP milletvekilinden duyduysak, artık bu işin saklanacak bir yönü kalmamıştır...