31.01.2013 TBMM Genel Kurulu Soru-Cevap Bölümü
Sayın Bakana yeni görevinde başarılar diliyorum.
Sayın Bakan, Türkiye’de okuma alışkanlığı çok düşük. Bu bakımdan konu yükseköğretim başarısını da etkiliyor. UNESCO, dünyadaki okuma alışkanlıklarını rapor hâline getirdi. Rapora göre Türkiye kitap okuma oranında dünya ülkeleri arasında 86’ncı sırada yer alıyor. Araştırmaya göre günde ortalama 6 saat televizyon izleyip 3 saat İnternette gezinen Türk halkı ne yazık ki kitap okumaya yılda sadece 6 saatini ayırıyor. Kitap okuma, ihtiyaç listesinde 235’inci sırada. Oysa kitap okumak kişisel gelişimin yanı sıra beyin gelişimi açısından da oldukça önemli. Japonya’da 25, Fransa’da 7, Türkiye’de 12.089 kişiye bir kitap düşüyor. Birleşmiş Milletlerin İnsani Gelişim Raporunagöre, 173 ülke arasında Türkiye’nin Malezya, Libya, Ermenistan gibi ülkelerin arasında 86’ncı sıraya düşmesinin nedeni olarak kişi başına basılan kitap sayısının azlığı gösteriliyor. FATİH Projesi, bu konuyu ek tedbirler alınmadığı takdirde çözemez, millî bir kampanyanın desteklenmesi şarttır.
Sayın Bakan, bu konuda düşündüğünüz tedbirler nelerdir? Neden az okuyoruz? Araştırmalarda kitap okuma alışkanlığının olmaması yüzde 50 ile başı çekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF ZİYA İRBEÇ (Antalya) – Yalnız kitap fiyatlarının…
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İrbeç.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) –Sayın İrbeç “Okuma yüzdesi çok düşük, bu konuda neler yapmayı düşünüyorsunuz?” diyor. Çok haklısınız. Yani bunun temelinde, daha da geriye gidersek Türkçeyle ilgili sıkıntılarımız var, Türkçe eğitimiyle ilgili, Türkçe öğretimiyle ilgili sıkıntılarımız var. Onu her birimiz gündelik hayatımızda da zaten yaşıyoruz. Bunun için, okulların yapabilecekleri var, yapmaları gerektiği hâlde yapmadıkları var, medyanın yapabilecekleri var, biz siyasetçilerin yapabileceklerimiz var ama Millî Eğitim Bakanı olarak sorduğunuz için en önce, öncelikle Türkçe eğitiminin ciddi manada elden geçirilmesi gerektiğini, ilkokuldan itibaren çocuklarımıza Türkçeyi düzgün, doğru konuşmayı, yazmayı ve dinlemeyi öğretmeyi amaçlıyoruz. Bunun için öncelikle, tabii, öğretmenlerimizin bu şuura bir kere daha gelmeleri, bu şuurla sınıflara girmeleri gerekiyor. İnşallah müfredatlarda ve ders kitaplarının sadece içeriğinde değil, görsel, fiziksel özelliklerinde de yapacağımız özendirici değişiklerle çocuklarımızın öncelikle ana dillerini düzgün, doğru, güzel kullanmalarını sağlamak ve sonra bunu farklı alanlara da yaymalarını sağlamak niyetindeyiz.
Bilmiyorum sorunuzun cevabı oldu mu?
YUSUF ZİYA İRBEÇ (Antalya) – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Teşekkür ederim.